4 Şubat 2023 Cumartesi

ÜNZİLE

 Babam ile annem kavga ettiklerinde ben hep ortalarında dururdum.

Arada dururum,orta yolu bulurum anlamında değil, bir çocuğun boynu nasıl sağa veya sola bükülür ya onun gibi ortada durur izin vermezdim.

Neyime güvenirdim bilmiyorum.
Hep ozamanlar," Büyüyünce güçlü olucam ve güçlü olunca babamın karşına geçeceğim ve bu  kavgaya izin vermeyeceğim!" derdim.
İyi de ben zaten karşısında,annemin de yanındaydım. 
Peki ya güçlü kimdi ?

Pekala Büyüdüm.
Şimdi kavga falan da etmiyorlar.
Tekrar küçük olayım bir .
Ozaman mesele güçlü olmak değilmiş bence.

Çünkü annem de bizim için duruyordu olanlar karşında.
Yanj bir gücün arkasında değil ;kendi çocuklarının önünde duruyordu.
Annem bizi koruyordu;babam kendisini.
Annem çekip gidemiyordu;babam ise kapıyı gösteriyordu.
Annem bizi korurken ;babam ise hepimizi korkutuyordu.
Peki güç ,korkutabilmek miydi ?

Tabi benim değineceğim güç burda,fakir edebiyatı kokabilir.
Yani benim bahsettiğim Güç:
"Elinde herşey olduğun da istediğine herşeyi yapabilirsin'ciler!" için farklı gelebilir.
Ozaman bu mecazın içinden ara ara gerçeğin içine geçelim. 
Babam için yumruk nekadar güçlü ise annem içinde biz okadar önem arzediyoruz.
Ozaman bu  annemin güçsüz oldugu anlamına mı geliyordu?
Bir bıçak ile gece yarısı bütün güç söndürülemez miydi?

Ozaman bıçak çok güçlü olmaz mıydı?
Hani diyorlar ya silah çıktı mertlik bozuldu.
İyi de bileğin gücü,eşit olmayan birine kalkması da silahın kullandığı orantısız güç ile aynı değil mi ?
Peki bunun neresi mertlik?
Babam belki fiziksel olarak bize şiddet uygulamıyordu ama psikolojik olarak hergun dayak yemek sürekli sürekli ölüp yaşamak ile aynıdır. 
Annem gözyaşı döktüğün de ben orda büyükler de ağlıyor derdim.
Ben büyüklerin ağlamasını o yaşımda gerçek olarak görmek zorunda mıydı?
Babamın kullandığı güç, güç değildir;
Annemin de birsey yapamaması güçsüzlük!
Belki çaresizdi.
Birinin çaresizliği,başka birinin gücü ile kıyas edilemez.
O çaresizliğin içinde güçlü duranın asıl gücü:
"Dramı,evladı ve cocuklarını doğum sancısını vb" gözardı edilemez.

Mesela ,babam ringe çıksa kendi cüssesinde birine bunu yapabilir miydi ?
Evet, burda güçten bahsederim biraz.
Misal,Gong !dese ve başlasa.
Sağ-Sol ,yese, iki darbe ve sonra oturup köşede acıdan ağlasa.
Sonra tribünlerde ona :"kapı orda ,yürü dese !"
İşte bu yenilgi olurdu.onun için belki .
Belki kendince biraz üzücü de.
Sporda bunun karşılığı önümüzdeki maçlara bakacağız olur .
Çünkü bu bir oyun .
Peki Annem?
Annem bir oyun muydu?
Oyuncak mı?Kum torbası mı!
Hayır!Bence bir gerçekdi.
Kendi doğmamış fakat kendini doğurmuş bir gerçek.
Annemin doğum sancısı aldığı en acı darbeden de daha güçlüdür.
Onun ,o doğuma dayanma gücü, bana  daha bir güçlü olduğu anlamına gelirdi ve hala da gelir.
Bana göre gücün tanımı değisti ama o küçük çocuk hiç değişmedi.
Hep inandı.
Babamın kötülüğü ile yıllarca ıslandım  belki ama annemin sevgisi ile hep iyiliğe filizlendim.
Zor tabi ,burda :"Aaa ,cok iyiyim hic etkilenmedim !"demek hiç gerçekçi olmaz.
Bana göre her insan bir şekilde gerçeği ile yüzleşince ,gücün tanımını da değiştirir.
Biri anne ;biri evlat ;biri mal ;biri kadın ;biri para;biri arkadaş ve en önemlisi biri kendini ,yani kime ,neye  hangi duyguların aracılığı ile inandıysa ve bu ihaneti yaşadıysa:
bir şekilde  yeniliveriyor o noktada.
İşte güçlü olmak yenilmemek değildir. 
İşte,  kaybettiklerini gücü ile alamadığı o noktada gerçeği ile yüzleşiyor insan.
İnsanın kendine yenilmemesi misali,annem babama hiç yenilmedi!
(...)
Babam her kavgada gücünü kaybetti.
(...)


7 Ekim 2017 Cumartesi

O YUVASIZ ÇALIKUŞU...
Bazen sevgi,
onu sahiplenmeyecek kadar özgür bırakmaktır.
Bırakın kuşlar uçsun.
Balıklar yüzsün.
Dileği bile tutmayın,
Bırakın yıldız  kaysın...
Sizin olan size döner.
Sizin olmayanı bırakın...

3 Şubat 2017 Cuma

Bİ BAVUL LAZIM ŞiMDİ BANA...
Bu dünya bir bavul olsa  ben yine içine ihtiyacım olmayanları koyardım.
Öyle değil mi zaten?
"Aaa,almayı unuttum!" dediğin en değerliler geride kalmadı mı?
İnsan götürürken gerekeni değil de ] işine yarayanı götürmek ister hep ,bundan dolayı işe yarayan değil de gerekenler geride kalır...
Bavulu ağirlaştıran ne?
Yükü yukleyen kim?
Bence tekerleği bozan da asla yolun niteliği değil eşyanın niceliği...
Neysse.
ISHAK

6 Aralık 2016 Salı

SEVDİĞİNE SÖZÜ OLAN ....]
-Seni buraya niye  çağırdım biliyor musun delikanlı?
+Hayır bilmiyorum ama tahmin edeyim:
Hımm,kızınızın sevdiği oğlanla tanışmak istediniz belki?Yanlıs mıyım?
-Hayır!Ne munasebet,aç şu kulağını aç ve dinle sersem!Kızımdan uzak duracaksın,ne istersen veririm sana,anlaştık mı?
+Ne kadar uzak?Nefes almayacak aralık  kadar mı ?Ya da dur ,Yeşil Çam Filmleri geldi aklıma:
"Nayırrrr,nolamaz,kızınızı bendenizden ayıramazsınız!Benim aşkım satılık değil matmazel..!Satılık değilllll,anlıyor musunuz!!!"
demeyeceğim tabiki de!
Evet satılık aşkım.Ne istersem verirsin ha?Tamam ozaman:Oturduğun evden,arabana kadar,hic bir seyin kalmayacak!Evet bunu yapabilir misin?Hiçbirşeyin olmayacak.
Sıfıra sıfır,hım?
-Bunu yapamazsın,bu gaddarlık resmen!
+Neden ki? Kızınıza karşılılk herşeyiniz işte?
-Bu gaddarlık!Senin sevgin bukadar demek !
+Ne münasebet!Ha şöyle!O zaman aç şu kulağını ac ve dinle :
Kızınız ile birbirimizi seviyoruz.Sen onun duygularini önemseme yolunda onu nefessiz bırakacaksın!Bizi hissettiklerimizden ayrı olunca hiçbirşeysiz kalmıs olmayacağız ve sen bunun bedelini ödetmenin mutluluğuyla gurur duyarken gaddar olmayacaksın ha!öyle mi?
Neden onun mutlu olduğu birşeyden uzak tutmayı isteyesiniz?Sizinki mi gaddarlık benimki mi?Ha ben gaddarsam şayet: benim gaddarlığım size olmuş olacak.Peki ya siz,siz nasıl kızınıza gaddar olursunuz!
Bence siz ne yapın biliyor musunuz:
"Sevdiğine bir kilim dokuyan aşıkları" anlamadan okumaya kalkışmayın hanımefendi!
Hım,bu arada tanıştığıma çok memnun oldum.Bence sizde memnun olmaya uğraşın,sonuçta çok karşılaşacağız ...
Ve kızınızın bu memnuniyetinize çooook ihtiyacı var!
İyi günler...
İshak Merdo

14 Ekim 2016 Cuma

TUTUNAMAYANLAR 1
...
-Neden geldim bu uçurumun kenarına?Neden düşemiyorum içime...
Neden,neden,neden Tanrım?
+Hey bilader kimle konuşuyorsun sen?
-Hiç...
+İçtin mi sen yoksam ?
-Yooo.içmedim,içmem ben,her içen benim gibi mi yoksa?
+Bilmem her halde kendi kendine konuşanların hepsi sarhoş değildir,mesela ben sarhoşum ama seninle konuşuyorum..:)
-Yok,ben kendi kendimle konuşmuyorum.Tanrıyla konuşuyorum.
+Halla halla,hadi ben sarhoşum,sen içmeden sarhoş olmuşsun bilader,garipsin...
...
-İyi de neden ben bu uçurumun kenarındayım bilmiyorum.Hem sen kimsin,necisin?
+Mıcır Fevzi derler bu alemde,hamalım:taş taşırım,insanların yükünü taşırım,insan taşırım,hayvan taşırım,eşya vs.Dert taşırım en önemlisi dert paşam!Gece gündüz işim bu,akşamları da bu uçurumun kenarına gelir içerim,hiç düşmedim ama,:)sabah güneşin doğuşuyla uyanırım,yeni gün yeniden doğarım!Senin gibi hiç sormadım:"neden ben diye?"Çok öyle maneviyatlıda konuşamam ama kendim  bildiğim kadarıyla ,Tanrı bütün imkanları elinden almaz insanın!Seni buraya getiren senin seçimlerin olabilir,bence en çok sen bilirsin bu uçurumun nedenini,Tanrı değil!
...
-Ben de Halil.İyi konuşuyorsun.
Doğru.Beni bu uçuruma getiren kendim ile aramdaki mesafem olabilir!
Kendi uçurumumun kenarındayım,bunun bilincindeyim.
+O halde Bildiğin sorularla Tanrıyı meşgul etme,şöyle kenara geç,bak yeni bir gün,
Güneş doğuyor..!
İshak Merdo

20 Eylül 2016 Salı

KRALİÇE'NİN ELMALI TURTASI!

Kendi güzelliğine inancı olmayan Kraliçe tüm ihtişamıyla  aynasının karşısına geçti ve aslında kendine olmayan inancıyla sordu:
"Ayna ayna,söyle bana,var mı benden daha  güzeli bu dünyada?
"Evet !"dedi ayna,"evet var kraliçem!"
"Kim peki bu çabuk söyle!" deyip aslına döndü bir an kraliçe çirkefleşerek...
"Pamuk prenses!" dedi ayna,
"efendim o kişi pamuk prenses!"dedi...
Kraliçe hemen cadı oldu zaten hep öyleydi ve elindeki bir sepet kötülükle güzelin evinin yolunu tuttu, elde edemediği güzelliği başkasının güzelliğini,hayatını berbat etmekle bitirmekle elde edeceğini sanmış ama nihayetinde iyi olan güzel olan kazanmıştı
[Velev ki başarılı olsaydı,güzeller bitecek miydi?
Sanmı"yorum"!
Çünkü:
Kraliçe kendine  kendine olan inançsızlığından vazgeçmediği müddetçe,güzelliğine inandıracak kimseler arayacaktı ve karşısına rakipler çıkaracak gücünü ise  onları bitirmekle harcayacaktı.]
-Peki ya  ayna?
[Ayna da  hep bir güzeli onun karşısına çıkaracaktı, ta ki kraliçe kendisine gönül penceresinden bakana dek ...]
İshak Merdo

13 Eylül 2016 Salı

NE GÜZEL ARKADAŞTIK SENİNLE...

Keşke seninle başka bir yerde karşılaşsaydık ama ama bu kalbin durağı olmasaydı!
Misal:
Bir kafede siparişini alan bir garson olsaydım hem de hiç oralı olmasaydım:''Başka bir arzunuz var mı?''dedikten sonra,siparişini alıp uçsaydım yanından.
Misal:
Sinema biletini kesen gişe memuru olsaydım:''öğrenci -sivil şu kadar ,falan filan  bayan.'' dedikten sonra  muhabbete nokta koyup  işime baksaydım da hiç göz göze gelmeseydik kalbinin durağında,bundan ziyade..!
Misal:
Müşteri hizmetlerin olsaydım milyonlarca insan içinde senin de sesin sıradan bir ses olsaydın benim için ve ben sadece:''Sizin için yapmamı istediğiniz başka bir işlem var mı?'' dedikten sonra:''Bizi aradığınız için teşekkür ederiz!size.'' deyip asla senli benli  olmasaydık kalbin dudağında …
Uzun yol seferlerinde ,dinlenme tesislerinde ayrı arabaların yolcuları olsaydık hiç aynı durağa denk gelmeseydik bile.
Seninle bir filmin tutulmuş figüranları olsaydık :''Kestik,tamam,bitti!''dedikten sonra  bizimde rolümüz bitmiş olsaydı ama asla kalbin repliğinde durmasaydık,tutulmasaydık sözcüklere!
Keşke sadece mahelle arası arabaların ardı sıra koşsaydık ,arkasına  asılı olan çocuklar olsaydık da  tutunduğumuz araçlar olsaydı da yüreğine tutulmasaydım.Kalbimizi hiç bulaştırmasydık bu işe.
Dilimiz tutulsaydı,yüreklerimiz,ellerimiz yerine de birbirimizi tutmasaydık,tutulmasaydık kalbin kulağına…
 Keşke sen benim sıradan herhangi bir arkadaşım olsaydın,seninle farklı bir yerde  dost rıhtımda arkadaşım,içkide sırdaşım evimde gardaşım gibi olsaydında sevda olmasaydı hiç aramaızda.
Ne kadar isterdim  bilemezsin.İstiyorum çünkü senin hayatında sıradan biri olma ihtimalim bile gitti çünkü seninle biz olduk,sevdik birbirimizi …
Çünkü;kavuşamadık ,uzak düştük bitirdik ikimizi…

Çünkü,aynı muhabbetten hüküm verdi kader bize,çünkü bizden önce yazımış keşfedilmişti,yazılmıştı alınyazım.
Sevdik,sevgili gitti!
Can gitti,iki cihan küslük kaldı ellerimizde!Biz artık birbirine uzak ve birbirine okadar yakın yakın atan iki kişi olduk kalbin ritminde!
Ve Keşke sevgili olmasaydık da yine yol alsaydı eskisi gibi muhabettemiz,dostluğumuz ,yolculuğumuz...
Sevmeseydik de bertaraf olsaydı aradaki soğuklumuz!
Var olsaydık yine  kaybolsaydı yokluğumuz,
Sevgili..!

31 Ağustos 2016 Çarşamba

SELVİ BOYLUM Al YAZMALIM...

"Selvi Boylum Al Yazmalım."
Bu filmi hatırlıyorsun değil mi Ela?
+Evet,tabi ki de...
-Peki peki sen Asya olsaydın İlyas'a  bir şans verir miydin?
+Vermezdim!
İlyas da benim vazgeçtiklerim arasında yerini alırdı çünkü...
Çünkü bir kadın sahiplenmeyi gördükçe , uğruna emek veren için herseyi göze alır ve  sever..!
Biz güçlüyüz!İlyas duygusallığı inancımızla cenge tutuşturdu,yakmak isterken yandı.
Beni istediği biri  kabul etti ve bununla çıktı yola,zaten biz hep istenilen gibi algılandığımız için değersiz bir eşya gibi olduk ve zamanı gelince vitrinde yeri değiştirildik.
O sandı ki gerçek sadece onu görmekti o sandı ki bütün kapılara emin açılacak sadece o olacaktı,
O sevmeyi üzerine yazılmış bir yazgı saydı.
Ben gitseydim o kazanacaktı bense  yine onu ve kendimi kaybedecektim:Çünkü birini yerine diğerini gerçek yerine koymayacaktım...
Film de tam olarak bunu diyordu:''Sevgi emekti!''
O, bu sevgi için emek harcamadI belki de biz başka bir filmde birleşirdik ama bu filmde asla olmazdı ben Asya olsaydım eğer.
-Yani başkasından giden Asya'dan da mı giderdi diyorsun?"
-Evet!Değerli olan her şey karşılığını bulur,iyiler bunun için beklemeyi sever.Bu inanç onları,yani iyileri güçlü kılar.
-İlyas kötü biri miydi peki?
+Hayır tabi ki de !İyiydi fakat benim yazgımda onun yerini daha iyi biri aldı.Belki onunla başka bir filme kaldı buluşmamız bunun gerçek hayatta ki yansıması ise  güneşe yazı yazmak olurdu.
-İlyas giderken yolda kayboluşu hüzün vermedi mi sana peki?
+Verdi,vermez olur mu !ama bir kadın vazgeçtimi yol da biter gözünde  yolcu da..!
- Anladım.
İshak merdo

ÜNZİLE

  Babam ile annem kavga ettiklerinde ben hep ortalarında dururdum. Arada dururum,orta yolu bulurum anlamında değil, bir çocuğun boynu nasıl ...